İyi ki Varsın Çilek
Hayatta belki de en keyif aldığım şeylerden biriydi içimi dökmek, bir şeyler yazmak. Bu yüzden yıllarca blog yazdım. Yazılarımı kaybettim, yine yazdım. Ama bir noktada kırılım gerçekleşti ve devamlılığı sağlayamadım. Şimdi düşünüyorum da, geçtiğimiz 20 senede hayatımızda, gündemimizde, rutinimizde neler neler değişmiş… Bugün ise yeni hayatımızın ilk günü. Bambaşka umutlarla, her zerresinde sindirilmişliği ve ötekileştirilmişliği hisseden bir bünye olarak bekliyordum bu sabahı. Aslında tam olarak 2 hafta önceyi. Ama geldiğimiz noktada kelimeler kifayetsiz. Geleceğe dair umutlar birer camdı, dün gece hepsi bardak oldu. Böylesine kaotik durumların ve mücadelenin ortasında geçen bir hayat… Bu hayatın içerisinde kendine huzuru bulabildiği nadir anları oluyor insanın. Benim için de son 3 senedir o huzurlu anlarda hep Çilek var. Aslında yıllar sonra klavye başına bir şeyler yazmak için geçmemin yegane sebebi de Çilek’ti, yazıya da öyle başlayacaktım. Ama içgüdüsel olarak akış böyle seyretti, ...