Türk Basketbolu Nereye Gidiyor?
Öznele inmeden genel perspektiften bir değerlendirme yapacak olursak, altyapılarda hali hazırda var olan bozuk sistemden başlamanın daha mantıklı olacağı kanısındayım. Öncelikle profesyonel liglerde yer alan takımların, altyapısal anlamda hamlelerinin olmadığı gerçeği çok üzücü. Bununla birlikte maddi anlamda desteklenilmeyen ve kendi haline bırakılmış bir sistemden medet ummak ise Polyanna Ruhu'nun temsili. Bunun daha iyi anlaşılması için oldukça basit bir örnek vermek gerekirse, 10 makinası olan ve yılda 1 ürün üretebilen bir şirketiniz olduğunu düşünün. Daha fazla ürün siparişi alıyorsunuz ama mevcut sisteminiz yeterli olmadığı için üretemiyorsunuz. Bu durumda ne yapmanız gerekli? Cevabınız doğru, yatırım... Eğer makina sayınızı arttırırsanız, doğal olarak ürün sayınızı da arttırmış olacaksınız. Bu sayede hem siparişiniz artacak, hem geliriniz artacak, hem de büyümüş olacaksınız. Yatırım yapacak, sistemi bozmadan sabırla bekleyecek ve geri dönüşü elde edeceksiniz. Ama malesef bu zihniyetten uzakta, hatta çok uzaktayız. Yatırım yapmak bir yana, var olan sistemi dahi kullanmıyoruz. Altyapıların oyuncu yetiştirmek üzerine çalışma yapması gerektiğini unutup, maç sonuçlarını değerlendirmeye alıyoruz. Oyuncu araştırmıyoruz, tarama yapmıyoruz. Sabretmeyi bilmiyoruz. Doğal olarak, sonucu da yakın ve uzak gelecekte olumsuz olarak görüyoruz.
Altyapılardaki sistemsizliğin ve boşvermişliğin sonucunu rahatça anlayabilmek için de profesyonel takımların durumlarını incelemek yeterli. Oyuncu yetişmediğinden mütevellit yerli oyuncuların piyasası uçmuş gitmiş, yabancı oyuncular için Türkiye'de basketbol Katar'da futbol gibi... Bunun yanı sıra kadrolarda altyapıdan yetişmiş oyuncu yok, olsa da süre veren yok. Bu da Türkiye'de zaten çok fazla destek verilmeyen bir spor dalı olan basketbol için, bütçe anlamında kırmızı alarm anlamına geliyor. Takımlar ödeyebilecekleri meblağlardaki oyuncuları transfer etmek yerine, daha yüksek ücretli oyuncuları tercih ediyor. Bu da bir süre sonra en baştan süre gelen tüm sistemsizliğin çıkış noktası olarak gün yüzü buluyor. Teknik ekibe, oyunculara maaşlar ödenmiyor. Mesela dün Karşıyaka Arena'da Pınar Karşıyaka - Antalya BŞB maçı oynandı. Antalya BŞB'nin en önemli oyuncularından biri, Ocak ayında takıma dahil olan NBA patentli skorer oyuncu Rodney Carney'di. Yalnız Antalya BŞB için önemli bir sorun vardı. Carney saha değildi, yanımda oturuyordu. Bir süre muhabbet ettikten sonra can alıcı soruyu sormak zorunda kaldım, problemin ne olduğunu merak etmiştim. Sormamla birlikte anladımki o da bu soruyu bekliyormuş, bu durum kanayan yarasıymış. Uzun uzun anlattı. Ama kısaca bahsetmek gerekirse, takıma Ocak ayında katıldığını ve geldiğinde ödenen çok az bir miktar para dışında hiç para almadığını söyledi. Dahası basketbolu çok sevdiğini, oynamak için can attığını, şimdiye kadar oynadığı maçlarda 20 sayıya yakın ortalamalarla mücadele ettiğini ama bunun onun işi olduğunu, bedavaya oynamayacağını belirtti. Üstelik takımdaki bazı oyuncuların bu yüzden ayrıldığını, Timuçin Meriç'in sezon başından beri 3. koç olduğunu ve bu durumda konsantre olmanın zorluklarını ekledi. Aynı şekilde Beşiktaş'ın da 4 aydır maaş almadığı gerçeği de ortada. Bu sorunlar da profesyonel liglerdeki takımların %90'ında mevcut.
Bu gözlemler sonucunda yapılacak değerlendirmenin, olumlu olamayacağı konusunda hemfikir olduğumuza inanıyorum. Bir de başka bir gözle bakmak gerekirse, bu sene ödenemeyen borçlar seneye sarkacağı için, bu kulüplerin geleceği de karamsar bir bakış açısına sahip olmuş oluyor.
Özetlemek gerekirse, altyapıdan oyuncu yetişmiyor, yetişen oyuncu oynatılmıyor, yerli oyuncu ücretleri çok yükseliyor, yabancı oyunculara değerlerinin üstünde ücret ödeniyor ve maliyetler de bütçelerden çok fazla. Bu gibi maddelerin sonucu da başarısızlığa çıkıyor. Hem Milli Takım bazında, hem kulüpler bazında, hem de oyuncular bazında. Umarım kısa süre içerisinde sihirli bir değnek değer ve öncelikle zihniyet değişir. Çünkü zihniyet değişmedikçe sonuç hep aynı olacaktır.
Efecan Tekin
KSK Basketbol Şube Yöneticisi
Yorumlar