Severler ve Evlenirler

Korkulan olmak...

- Biliyorum gideceksin, sen de herkes gibisin..
- Korkuyorum seni kaybetmekten..

Bu cümlelerle gelir "Korkulan olma" durumu.

Beraber yaşanırken bile o korku vardır yârin gözlerinde, sanki; "Ben ekmek almaya çıkıyorum.." deyip de, o kapıyı vuracak ve onu terkedeceksindir.

Plânlara, programlara, randevulara, taksitlere, stratejilere, o ufacık oyunlara, küçük hesaplara, taksitlere dayanan fast food sevdalara ortak olmayan; biz, "diğerleri" için kaderdir, "korkulan olmak".

Salt sevgi tüm sertliğiyle korkutur çünkü kadınları.

Oyunun kuralları onlara dayatılmıştır, ya içindedirler çemberin ya da kumdan yaptığımız kaleyi devirip kaybolurlar ortadan. Ama çemberin dışına çıkmak? İşte şu sisli şehrin tüm sokaklarında, kıyılarında, parklarında şarap içen çocuklar korkutur kadınları. Duvarlarında şarap şişeleri parçalanan ve karşılıklı atılan tokatlarla, ciğere vuran şiddettli kavgalar sonunda gelen, buruşuk çarşaflı 2 yıldız otel sevişmeleri tutkuludur ama geleceğe yetmez... Oysa bizim gelecek planımız T.C.'nin uzun vadeli kalkınma planlarından değildir, içki olsak Tekila, şehir olsak Rio de Jenerio, silah olsak bıçak, sigara olsak Gitane, ülke olsak Arjantin oluruz biz. Kadınlar Arjantin'le evlenmezler, kadınlar Arjantin'in deli tangosuna ve risklerine aşık olur ama İsveç'le evlenirler. Çünkü kadınlar; düzen, organize, belirlilik, güven ve sukunetle evlenirler. Arjantin ise aşkın acısıdır ama kendilerine çektikleri kadınsı dürtülü çelik irade Berlin duvarı nedeniyle, şehrin diğer yakasını, Arjantin gibi erkekler göremezler. Duvara tırmanır, dizlerini kanatır, ellerini yaralarlar ama şehrin diğer tarafı hep; içki olsa şampanya, şehir olsa Stockholm, silah olsa Magnum ve ülke olsa İsveç gibi düzenli olacak erkeklere ait olur.

Kadınlar bara girince; "Sert bi skoç, sek olsun.." diyen erkeklere aşık olur, bizimle sevişirler. Ama bol buzlu ve sulu yumuşak viski içen erkeklerle evlenirler, onlardan ayrılmazlar. Araba olsak vosvos olurduk, kadınlar vosvosu çok sever ama Mercedes'le evlenirler.

Delilere, şarapçılara, tribüncülere, çemberin dışındakilere aşık olur kadınlar ama asla evlenmezler. Deli olmayanlara, şarabı yıldan yıla bir davette içenlere, mümkünse sigara kullanmayanlara, işi bankadaki bankamatik cüzdanıyla orantılı şekilde asimetrik derecede kabarık meblağlı çek yazmaya uygun olanlara; "AŞIK OLMAZ KADINLAR.." ama onlarla evlenirler.

Lyon karşısında kaybeden ezeli rakipleri St.Etienne çekici gelir kadınlara ama parlak yaldızlı Lyon'la evlenirler. Kadınlar, Atletico Madrid'in deliliğine hayran kalır; ateşinden, kavgasından tutkusundan büyülenir ama Real Madrid'le evlenirler. Kadınlar Afrika'yı çok sever ama Avrupa'yla evlenirler. Kadınlar CHE'ye hayrandır ama Che gibi mücadele edenlere aşık olup, CHE t-shirtüyle CHE'den uzak Reina'da eğlenenlerle evlenirler. Kadınlar sevdiklerini söylemez, aşık oldukları tehlike adamlardan kaçıp, monoton statik dakik adamlarla evlenirler. Kadınlar aşık olup seviştikleri adamlarla değil, güvenip koklaştıkları adamlarla evlenirler. Çünkü adam akıllı sevişmekte bir kavga ve tutku halidir...

Mata

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Başka Aile

Alın Terimizin Karşılığı: EuroLeague

İyi ki Varsın Çilek